Depresyon, olağan etkinliklerden ve daha önce kişiye zevk veren durumlardan artık eskisi gibi zevk almama, bunlara karşı ilginin kaybolmasıyla kendini gösteren, çökkünlük, karamsarlığın yanında keder ve elem duygularıyla seyreden depresif bir duygu durumun olduğu ruhsal bir hastalıktır.
Aynı zamanda depresyonda fiziksel alanda enerji azlığı, düşüncede yavaşlama, uyku ve iştah problemleri, değersizlik düşünceleri ve intihar düşünceleri gibi belirtiler de görülebilir.
Depresyon Moral Bozukluğu mudur?
Gündelik hayatta hepimiz zaman zaman kendimizi moralsiz, üzgün, mutsuz, karamsar hissedebiliriz. Depresyon hastalığının gündelik olağan moral bozukluğundan farkı; elem, keder gibi duyguların sürekli olması ve kişinin gündelik yaşamını bozacak düzeyde yoğun olmasından kaynaklanır.
“KADINLARDA ERKEKLERE GÖRE DAHA ÇOK GÖRÜLÜR”
Depresyon Sıklığı Nedir?
Depresyon nüfusun yaklaşık yüzde 15’ini etkilemektedir. Kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha sık görülmektedir. Bu durum, herkesin akrabalarından, tanıdıklarından, arkadaş çevresinden birilerinin depresyondan etkilenmiş olabileceği anlamına da gelebilir. Buna rağmen depresyon hastalarının tedavi kurumlarına başvuru oranı oldukça düşüktür. Hastaların yaklaşık yarısı tedavi kurumlarına başvurmamaktadır.
Depresyon hastalarının yarısı hiçbir tedavi görmezken, ancak beşte biri hasta etkili tedavi görmektedir.
Tedavi Edilmemiş veya Yetersiz Tedavi Edilmiş Depresyonun Etkileri Nelerdir?
Tedavi edilmeyen veya yetersiz tedavi alan hastalarda depresyon, yeti kaybına, alkol madde kullanım sorunlarına ve diğer psikiyatrik hastalıklara neden olabilmekte ve intihar riskini artırmaktadır. Aynı zamanda bedensel hastalıklara zemin hazırlayıp, diyabet ve kalp hastalıkları gibi hastalıkların seyrini kötüleştirmekte bedensel hastalık kaynaklı ölüm riskini de artırmaktadır.
Depresyon şuan da dünyada en fazla yeti kaybı oluşturan hastalıklar arasında 4. sıradadır. 2020 yılında ise kalp damar hastalıklarından sonra 2. sırada olacaktır. Gelişmiş ülkelerde ise yeti kaybı açısından hep 1. sırada yer almaktadır.
“DEPRESYON TEDAVİ EDİLMEZSE YAŞAMI TEHDİT EDEBİLİR”
Depresyonda İntihar ile Ölüm Riski Nedir?
Depresyon tedavi edilmediği takdirde yaşamı tehdit etmekte, ölümcül olabilmektedir. İntihar ile ölüm riski yüzde 15’dir. 40 yaşına kadar olan insanlarda depresyon nedenli intihar oranı, kazayla ölümlerden sonra en sık görülen 2. ölüm nedenidir. Bu oran Bipolar Depresyonda en yüksektir. Major depresyonu olan hastaların büyük çoğunluğunda intihar düşünceleri olabilmektedir.
Bipolar Depresyon ve Unipolar Depresyon Arasındaki Fark Nedir?
Hasta daha önce mani veya hipomani atağı geçirdiyse depresyon atağı Bipolar depresyondur ve hasta Bipolar Bozukluktur. Bu ayrım son derece önemli ve hayatidir. Hastanın tedavisi ve olası riskler değişmektedir.
Depresyon Nedenleri Nedir?
Depresyon çeşitli faktörlerin etkisiyle oluşmakta ve beyin metabolizmasını bozmaktadır. Kalıtım, biyokimyasal etkiler, hormonlarda bozulmalar, nörofizyolojik değişimler, psikososyal etkenler, erken yaşam olayları önemlidir.
İkincil Depresyon Nedir?
Depresyon nedenleri çok çeşitlidir ve tek bir nedeni yoktur. Bazı durumlarda kişideki mevcut bir fiziksel hastalığa veya kullandığı ilaca bağlı olarak da ortaya çıkabilmektedir. Bu duruma ikincil depresyon denir. Depresyon basit bir hastalık olmayıp tıbbi değerlendirme yapmanın son derece önemli olduğu ve psikiyatri hekimleri tarafından tanı- tedavinin gerektiği bir hastalıktır.
Mevsimsel Depresyon Nedir?
Karanlık ve sisli sonbahar-kış günleri ruhsal durumu bozabilir. İskandinav ülkeleri gibi kuzey ülkelerinde sık görülür. Nedeni mevsimsel olarak göz tarafından algılanan gün ışığının azalmasıdır. Yatkın kişilerde beyin metabolizması bozulmakta ve depresyon oluşabilmektedir. Bu depresyonda genellikle, iştahta artma, aşırı yeme, kilo alımı, karbonhidratlı yiyeceklere karşı aşırı istek, uykuda artma, enerji azalması, konsantrasyonda azalma görülmektedir.
Doğum Sonrası Depresyon Nedir?
Doğum sonrası depresif haller yaklaşık olarak yüzde 10-15 oranında görülmektedir. Genellikle ilk veya ikinci haftada başlamaktadır. Klinik tablo yaşamın diğer evrelerindeki depresyon gibidir. Çok daha sık görülen annelik hüznü ise depresyondan farklı olup, genellikle kendiliğinden düzelebilmektedir.
Depresyon Tedavisi Ne Kadar Sürmektedir?
Depresyon tedavisinin temel amaçları; depresyon belirtilerini ortadan kaldırmak, kişinin eski işlevselliğini geri kazandırmak ve yinelemeleri önlemektir. Akut tedavi ilk 3 aylık dönem olup, burada depresif duygu durumun normale dönmesi amaçlanır. Devam döneminde; sağlanan düzelmenin pekişmesi amaçlanır, düzelme sonrası 9 aylık bir dönemdir. Sürdürüm dönemi kişinin geçirmiş olduğu depresyon sayısına göre değişmekte olup en az 1 yıl süre devam eder. Burada amaç yeni depresyon ataklarının olmasını önlemektir.
Depresyon Tedavisi Nasıldır?
Depresyon tedavisinde başlıca yaklaşım ilaç tedavisi ve psikoterapi olup, ışık terapisi, EKT gibi somatik tedaviler de uygulanmaktadır. İlaç tedavisinde antidepresan ilaçlar ilk seçenek olup, direçli olgularda çeşitli ilaçlarla güçlendirme yapılmaktadır. Depresyonda psikoterapinin yeri büyüktür ve çoğu hastada zorunludur. Hastada depresyonu devam ettirecek ve tekrarlamasına yol açabilecek kişilik ve çevresel nedenlerin psikoterapötik yöntemlerle ele alınması gerekir. Psikanalitik Yönelimli Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi etkili yöntemlerdir. Işık terapisi öncelikli olarak mevsimsel depresyon tedavisinde uygulanmıştır. Son zamanlarda diğer depresyon durumlarında etkili olduğuna dair çeşitli yayınlar mevcuttur. EKT, halk arasındaki ismiyle şok tedavisi özellikle intihar riski olan, yeme reddi olan depresyon olgularında son derece etkili ve hayati bir tedavi yöntemidir.