Halk arasında kan zehirlenmesi olarak bilinen sepsis, basit bir enfeksiyonun kontrolsüz bağışıklık tepkisiyle ölümcül hale gelmesi durumudur. Her yıl milyonlarca insan bu sinsi ve hızla ilerleyen sepsis hastalığına yakalanmakta ve maalesef pek çok kişi bu tehlikenin farkında olmadan yaşamını yitirmektedir.
Hastalık, her yıl dünyada 30 milyondan insanı etkileyen ve yaklaşık 6 ila 8 milyon kişinin ölümüne neden olan bir hastalıktır. Dünyada her 3 saniyede bir kişinin ölümüne neden olmaktadır.
Özellikle yaşlı nüfusun ve kanser vakalarının giderek artış gösterdiği gelişmekte olan ülkeler için artan bir tehlike olan hastalığın görülme sıklığı, son 20 yılda yüzde 140 oranında artış göstermiştir. Her yıl 13 Eylül’de kutlanan Dünya Sepsis Günü, bu hastalığa karşı farkındalığı artırmayı amaçlamaktadır.
Sepsis Nedir?
Sepsis, vücudun bir enfeksiyona karşı aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan ciddi bir sağlık durumudur. Bu durumda, enfeksiyon nedeniyle vücudun bağışıklık sistemi kontrolden çıkarak, hem enfeksiyonu yok etmeye çalışırken hem de kendi dokularına zarar vermeye başlar.
Organ yetmezliğine, doku hasarına ve hatta ölüme neden olabilen karmaşık bir duruma dönüşebilen hastalık, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, yaşlılarda veya kronik hastalıkları olan kişilerde daha sık görülmektedir.
Hastalık, genellikle bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklansa da, virüsler, mantarlar ve parazitler de hastalığa yol açabilmektedir. Örneğin, zatürre, idrar yolu enfeksiyonları veya yara enfeksiyonları, hastalığın başlıca tetikleyicileri arasında yer alır.
Erken teşhis ve acil tıbbi müdahale, hastalığın tedavisinde kritik öneme sahiptir ve hayatta kalma şansını önemli ölçüde artırır.
Sepsis Belirtileri Nelerdir?
Bazen hekimler tarafından dahi anlaşılması, tespit edilmesi zor olabilen hastalığın, tek bir belirti veya bulgusu yoktur. Birçok belirti ve bulgunun farklı kombinasyonlarla bir araya gelmesi ile kendini gösterir.
Bu hastalıkta, belirtileri erken fark etmek hayati önem taşır. Hastalık ilk evrede bir grip vakası gibi görünebilmekte ve ilerledikçe daha ciddi belirtiler ortaya çıkarabilir ve ölüme yol açabilir.
Hastalığın ilk belirtileri şunlardır:
- Yüksek ateş
- Titreme
- Kalp atış hızında artış
- Hızlı nefes alıp verme
Daha ileri durumlarda aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
- Bilinç bulanıklığı
- Düşük tansiyon
- Ciltte soğuk, solgun veya nemli his
Hastalığın ciddiyeti arttıkça organ işlevlerinde bozulmalar meydana gelebilir:
- İdrar üretiminin azalması
- Karaciğer işlevinde değişiklikler
Eğer bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, hızlı bir şekilde tıbbi yardım almanız kritik önem taşır. Hastalık, ileri evrede organ yetmezliğine yol açabilmekte ve hayatı tehdit edebilmektedir.
Sepsis Neden Olur?
Sepsis cins, yaş ayrımı gözetmez. Her yaş grubunda sepsis gelişebilir. Ancak hasta ile ilgili çeşitli faktörler hastalığın gelişimini kolaylaştırır. İşte sepsis hastalığın bazı yaygın nedenleri:
- Bakteriyel enfeksiyonlar: Vakaların büyük çoğunluğu bakterilerden kaynaklanır. Özellikle akciğer, idrar yolu, karın ve deri enfeksiyonları hastalığa yol açabilir.
- Virüsler ve mantarlar: Bakteriyel enfeksiyonların yanı sıra, virüsler ve mantarlar da bu hastalığa neden olabilir. Örneğin, grip virüsü veya Candida mantarının hastalığa yol açabildiği bilinmektedir.
- Bağışıklık sistemi zayıflığı: Bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler, sepsis riski altındadır. Kanser hastaları, HIV/AIDS hastaları ve diyabet gibi kronik hastalığı olan bireyler, hastalığın gelişimine daha yatkındır.
Bunlara ek olarak hastalık, ameliyat sonrası komplikasyonlar, yaralanmalar ve yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastalarda da görülebilir.
Sepsis Evreleri Nelerdir?
Hastalık, üç ana evrede değerlendirilir ve her evre hastalığın şiddetini gösterir. Hastalığın evreleri şu şekildedir:
- İlk evre: Enfeksiyonun vücutta yayılmaya başladığı ve bağışıklık sisteminin aşırı tepki gösterdiği evredir. Bu evrede yüksek ateş, halsizlik, titreme, hızlı kalp atışı gibi grip belirtileri ortaya çıkabilir.
- İkinci evre: Organlar etkilenmeye başlar ve organ fonksiyonları bozulur. Bu evrede belirtiler daha şiddetli hale gelir; nefes darlığı, karın ağrısı, konfüzyon gibi durumlar ortaya çıkabilir ve acil tıbbi müdahale gerektirir.
- Üçüncü evre: Organ yetmezliği ve düşük kan basıncı ile karakterizedir. Septik şok, hayati tehlike oluşturur ve yoğun bakım gerektirir. Bu evrede ciltte solukluk, zihinsel karmaşa ve ani zayıflık gibi belirtiler görülebilir.
Evreler, hastalığın ciddiyetini belirler ve tedavi stratejilerini yönlendirir. Her evrede farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Sepsis Kriterleri Nelerdir?
Hastalığın tanısı, klinik belirtiler ve laboratuvar testleri ile konur. Hastanın sağlık sorunlarını belirlemek için kullanılan bazı temel kriterler şu şekildedir:
- Klinik belirtiler: Yüksek ateş, hızlı kalp atışı, hızlı solunum gibi belirtiler hastalığa yönelik şüpheyi artırır.
- Laboratuvar testleri: Kan testleri, enfeksiyonun varlığını ve vücutta oluşan hasarı gösterir. Beyaz kan hücrelerinin sayısı, laktat düzeyleri ve organ fonksiyonları değerlendirilir.
- Görüntüleme yöntemleri: Enfeksiyonun kaynağını belirlemek için röntgen, ultrason ve tomografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılabilir.
Hastalığın tanısını koymak, hızlı ve doğru tedaviye başlamak için kritik öneme sahiptir. Erken tanı, hastalığın ilerlemesini durdurabilir ve hayat kurtarabilir.
Sepsis İyileşir mi?
Hastalık, erken teşhis ve uygun tedavi ile iyileştirilebilir. Tedavi, enfeksiyonun kaynağını kontrol altına almak ve organ fonksiyonlarını desteklemek üzerine odaklanır. İşte tedavide kullanılan bazı yöntemler:
- Antibiyotikler ve antifungal ilaçlar: Enfeksiyonun nedenine bağlı olarak, antibiyotikler veya antifungal ilaçlar kullanılabilir.
- Sıvı tedavisi: Hastanın kan basıncını ve organ fonksiyonlarını desteklemek için intravenöz sıvılar verilir.
- Destekleyici tedavi: Yoğun bakım ünitesinde solunum desteği, diyaliz ve diğer organ destek tedavileri uygulanabilir.
Sepsis Tedavisi Nasıl Yapılır?
Sepsisten şüphelenildiğinde hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Belirtilerin ortaya çıktığı hastada ilk 6 saat içinde tedavi başlatılmalıdır.
İlk 6 saatte tedaviye başlanması hastaların hayatta kalma oranlarını yüzde 80’in üzerine çıkarmaktayken, doğru antibiyotik tedavisi başlanmasındaki her 1 saatlik gecikme, hastanın hayatta kalma şansını yüzde 7,6 oranında azaltmaktadır.
Hastalık, tam donanımlı sağlık kuruluşlarında multidisipliner yaklaşımla yoğun bakım ünitelerinde takip ve tedavi edilmelidir.
Tedavide ana hedef enfeksiyon kaynağını yok etmektir. Bunun için doğru antibiyotik kullanımı şarttır. Ancak bazen antibiyotik tedavisinin yanı sıra ameliyat dahil başka enfeksiyon kontrol yöntemlerine başvurulur.
Enfeksiyon tedavisinin yanı sıra, sepsis tablosunda organ yetersizlikleri olacağından organ destek tedavileri yapılır.
Sık Sorulan Sorular
Her Enfeksiyon Varlığında Sepsis Gelişir mi?
Toplum içerisinde oluşan sıradan enfeksiyonlarla kolay kolay gelişmez. Daha önceden herhangi bir sağlık problemi olmayan kişilerde gelişen sıradan enfeksiyonların bu hastalığa dönüşmesi söz konusu değildir.
Sepsisten Korunmak Mümkün mü?
Sepsisin önüne geçecek en kolay ve en ucuz yol “el yıkama alışkanlığı“dır. Öncelikli hedef enfeksiyondan korunmaktır.
Yüksek riskli kişilerde hekim kontrolünde yapılacak antiviral aşılar, pnömokok aşıları enfeksiyon gelişimini engeller ya da enfeksiyon gelişse dahi sepsise dönüşüm riskini azaltır.