Diyabet günümüzde dünyanın en önemli sağlık sorunlarının başında yer alıyor. Diyabete yakalanan hasta sayısı, tüm dünyada giderek artan bir hızla çoğalıyor. Ülkemiz de diyabetin en hızlı arttığı ülkeler arasında yer alıyor. Diyabet hastalığındaki bu artış hızı dünya ve ülkemiz için kaygı verici boyutlara ulaştı.
Önemli bir halk sorun haline gelen diyabet hem toplum sağlığını hem de sağlık ekonomisini olumsuz yönde etkiliyor. Diyabet artışında etkili olan faktörler arasında modern yaşam tarzı, fiziksel aktivite yetersizliği, hazır gıdalarla beslenme eğilimi ve obezite yer alıyor.
İstatistiklere baktığımızda, Uluslararası Diyabet Federasyonu verilerine göre; dünyada her 11 yetişkinden 1’i diyabet hastası,2 diyabetli yetişkinden1’ine teşhis konulmamış yani diyabetli olduğunu bilmiyor. Ülkemizde yapılan çalışmalarda nerdeyse her 5 kişiden 1 kişide şeker hastalığı mevcut, obezitenin görülme sıklığının artması ile bu oranın daha da artacağı öngörülmektedir.
Diyabet (Şeker) hastalığı nedir?
Vücudumuzda şekerin hücre içine besin olarak taşımasında sorun oluştuğunda şeker hastalığı ortaya çıkar. Hücrelerimizin sağlıklı olarak çalışması için, şeker hücre içine sağlıklı bir şekilde alınıp yakıt olarak kullanılmalıdır. Şekerin hücre içine taşınmasında insülin anahtar hormondur. İnsülin hormonu eksikliği ve/veya hücrelerin insülin hormonuna yanıtsızlığı, şekerin kanda yükselmesine neden olur.
Diyabetin en sık görülen belirtileri nelerdir?
Agız kuruluğu, çok su içme, çok idrara çıkma, kilo kaybı, iyileşmeyen yaralar, halsizlik, yorgunluk, bulanık görme, kaşıntı gibi şikayetlere neden olur. Hastalığın erken dönemlerinde herhangi bir şikayet olmayabilir.
Sessiz ilerleyebilen şeker hastalığı fark edilmediğinde; kalp hastalığı, damar hastalığı, felç, böbrek hastalığı, göz arkasında kanama, uzuvlarda his kaybına gibi pek çok sorunlara neden olabilir. Bu nedenle düzenli hekim kontrolü önem taşıyor.
Diyabet tanısı nasıl konur?
Doktorunuzun istediği basit kan testleri ile şeker hastalığı tanısı netleşir. Bu testlerden biri Hemoglobin A1C’dir.
Hemoglobin A1C değerli ne olmalı?
Diyabet tanı amaçlı ölçüldü ise; duyarlı yöntem ile ölçülmüş olmak şartıyla % 5.7-6.4 aralığı diyabet açısından riskli grupta olduğunuzu gösterir.
Bu durumda diyabet riskinizi azaltmak için daha fazla hareket etmeniz gerektiğini, fazla kilolarınız varsa vermeniz gerektiğini gösterir. Sonuç %6.5 ve üstü değer çıktıysa diyabetlisiniz demektir. Bu durumda tedavisine başlamanız önerilir. Diyabetli hastalarda kontrol amaçlı ölçülmüş ise; ise ileri yaş, ciddi kalp ve nörolojik hastalık yoksa % 6.5 altında olması hedeflenmektedir. Bu hastalıkları olan bireylerde %7-7.5 değerleri hedef değer olarak baz alınmalıdır.
Kan şekeri düşüp sonra yükselen bir grup bireyde A1c düzeyi iyi gelebilir ki; bu duruma şeker dalgalanması diyoruz. Kan şekeri düşük ve yüksek giden hastalarda değer iyi olabilir fakat hasta ve hekim glisemik dalgalanmaları kırmak için tedaviyi gözden geçirilmelidir. Hastanın ev ölçümleri bu nedenden dolayı çok önemlidir.
Şeker hastalığım güncel tıp uygulamalarında nasıl tedavi edilir?
Öncelikli olarak hastanın diyet ve egzersizi doğru bir şekilde düzenlenir. Hastanın kan şekerini düşürmek üzere tedavi amacı ile kullanılan 6-7 farklı grup ilaç mevcuttur. Her grup ilaç değişik mekanizmalarla kan şekerini düşürür. Tek bir ilaçla kan şekeri kontrolü sağlanabileceği gibi 2-3 farklı ilaçla beraber kontrol de sağlanabilir. Gerektiğinde uygun hastalara insülin hormonu tedavisi eklenir. Örneğin ilaçlar, insülin hormonunun hücrelere etkinliğini artırarak etki gösterirken, pankreasdan salınan insülin hormonu sekresyonunu artırarak da etki gösterebilir. Bazı ilaçlar karaciğerde olması gerekenden fazla üretilen şekerin, üretimini baskılamaktadır. Bir grup ilaçsa, bağırsaklardan salınan şeker metabolizmasında etkili bir takım hormonların miktarını değiştirerek şekerin düşmesi yönünde etki etmektedir. İdardan şeker atılımını artırarak kan şekerini düşüren ilaçlar da mevcuttur.
İnsülin tedavisinde “uygun zaman, uygun doz ve uygun hasta” kuralı
Tabi ki gerektiğinde “uygun zaman, uygun doz ve uygun hastada” insülin tedavileri uygulanmalıdır. Çok farklı çeşit insülin hormonu olduğu gibi farklı günlük dozlarda hastaya özgün insülin tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Günde tek doz, çift doz, üçlü doz, dörtlü doz insülin tedavi uygulamaları mevcuttur.
Uygun hastalara ve gebelere, gerektiğinde insülin pompa tedavisi uygulanmaktadır. İnsülin pompa tedavisi ile hastaya cilt altından sürekli insülin hormonu verilirken bir taraftan da öğün öncesi tokluk kan şekerini düşürmek üzere ek doz insülin uygulamaları cihaz aracılığı ile yapılır. İnsülin pompa tedavisi, hastayı enjeksiyonlardan kurtarır ve daha sıkı kan şekeri kontrolü sağlar.
Bir başka grup tedavide kullanılan şeker ilacı, insülin olmayan fakat enjeksiyon halinde yapılan, günde tek sefer, günde iki kez, haftada bir yapılabilen şeker ilaçları mevcuttur. Bu ilaçların önemli bir avantajı çoğu hastada kilo kaybı yapmasıdır. Özellikle obezitesi olan şeker hastalarında bu tedaviler öncelikli olarak düşünülmelidir.
Şeker hastalığının tedavisindeki ana hedef; kan şekerinin olabilen en kısa sürede normal insanlardaki düzeylere düşürülmesidir.
Kan şekerimi, parmaktan şeker ölçümü yapılan cihazların dışında başka bir yöntemle de izleyebilir miyim ?
Evet, günümüzde cilt üzerine takılan, bir takım küçük cilt altı aparatlarla profesyonel şeker grafiği çıkaran, doktora ve hastaya bilgi aktaran cihazlar bulunmaktadır. Bu cihazlar şeker takip sensörü olarak isimlendirilmektedir. Takıldıktan sonra cilt üzerinde 7 gün ile 14 gun arasında kalmaktadır. Bu tür cihazlar hastaya ve doktora aşırı şeker düşüklüğü veya yüksekliğinde görsel ve işitsel uyarı yollayabilmektedir. Bireyin şeker düzeyleri günlük grafik halinde raporlanmaktadır. Kan şekeri dalgalanması olan bireylerin tespit ve tedavi planlamasına ciddi katkı sağlamaktadır.
Şeker hastalığı tedavisinde cerrahinin yeri neresidir?
Hastalık birden çok bozulan hücre-organ sistemlerinin (örneğin hastalığın gelişmesinde pankreas, karaciğer, kas, yağ dokusu, bağırsaklardan üretilen hormonlar, genetik mutasyonlar gibi) etkilenmesiyle geliştiği için, kilo kaybı sağlayan cerrahi yöntemler her hastada aynı oranda kan şekeri düzelmesi sağlamaz. Ameliyatlar uygun hastalara, doğru seçilen cerrahi yöntem ile uygulanırsa hastaya en olumlu katkıyı sağlar. Hastaların bir kısmının diyabet tedavisi ciddi manada rahatlar, ilaç tedavisi ihtiyacı azalır.
Şekerim uzun yıllardır yüksek seyrediyorsa hangi organlarımın kontrolü daha önemlidir?
Şeker düzeyleriniz kötü seyrediyorsa kalp damar hastalığı gelişip gelişmediği, göz arkasında retinada kanama, böbrek fonksiyon bozukluğu ve protein kaçağı olup olmadığı, sinir sistemi hastalığı gelişip gelişmediği kontrolü önem arzetmektedir. Özellikle kalp damar hastalığı kontrolü için şikayet beklemek geri dönüşsüz sonuçlara yol açabileceği için muhakkak şikayet beklemeden tetkik edilmelidir.
Şeker hastalığı gelişme riskimi azaltmak için ne yapabilirim?
Özellikle kilo kontrolü, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz, sigara ve alkolden kaçınmak değiştirebileceğiniz en önemli risk faktörleridir.
Şeker hastalığında dikkat etmem gereken en önemli 3 parametrem nedir?
Diyabetli ve diyabet riski olan hastalarda sağlıklı bir yaşam sürmeleri açısından 3 parametreye dikkat etmek gerekiyor. Şeker değeri, tansiyon değeri ve LDL
Şekeriniz kabul edilir düzeylerde olmalı, kan basıncınız 13/8 mmhg düzeylerini geçmemelidir. Kötü kolesterol LDL düzeyleriniz kalp damar sağlığı açısından riski azaltmak üzere 100mg/dl altında olmalıdır.