Çocuk sahibi olamayan çiftlerin en az yarısında erkek faktörünün sorumlu olduğu bilinmektedir. Erkeklerde ise çocuk sahibi olamama, diğer adı ile infertilite (kısırlık) sebeplerinin başında varikosel gelir. Peki, varikosel nedir ve neden infertiliteye neden olur? Biruni Üniversite Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Cevdet Kaya varikosel ile ilgili bilgi verdi.
“Varikoseli, testisin kirli kanını geri toplayan spermatik venlerin, yani toplardamarların normalin dışında genişlemesidir. Varikoseli, kadınlarda bacaklarda görülen varislere benzetebiliriz. Testislerden toplanan kirli kan venler yolu ile vücuda taşınmakta olup, normal bir sperm üretimi ve hareketi için gerekli olan mekanizma, kirli kanın bu bölgede beklemeden vücuda getirilip temizlenmesidir. Ancak varikosel durumunda, bu kirli kan testislerin etrafında yada yakın yerlerde göllenip sağlıklı bir sirkülasyon sağlanamamaktadır.
Varikosel neden kısırlığa yol açıyor?
Varikosel varlığında toksik maddelerin testis etrafında bulunup, sperm hücrelerini üreten testis dokusuna zarar verdiği ve ayrıca göllenmiş olan kanın testislerdeki ısıyı da olması gereken seviyenin üstüne çıkardığı düşünülmektedir. Bir başka deyiş ile dilate olmuş venler, hem zararlı maddeler hem de artmış ısı nedeni ile testisten sperm üretimine zarar vermektedir.
İnfertil Erkeklerde Teşhis Yöntemleri Nelerdir?
Tanıda öykü ile birlikte önemli bileşen fizik muayenedir. Fizik muayene o kadar önemli hale gelmektedir ki, çoğu hastada tek başına iyi yapılmış bir muayene ile varikoselin doğru teşhis edilmesi mümkün olmaktadır. Hasta yatar pozisyonda ve ayakta iken valsalva manevraları ile dilate olmuş venlerin varlığı saptanabilmektedir.
Diğer bir teşhis yöntemi ise skrotuma yapılacak olan doppler ultrasonografidir. Ultrason ile toplardamarların genişlikleri ve valsalva ile varikosel olup olmadığı araştırılmaktadır. Son olarak da spermiyogram ya da semen analizi dediğimiz test, varikoseli olan erkeklerde hangilerinin cerrahi tedaviye ihtiyacının olduğunu göstermektedir. Varikoseli olan erkeklerde semen analizinde en çok etkilenen parametreler sperm motilitesi ve sperm sayısıdır. Bir diğer önemli parametre de morfolojik analizdir. Tedavi gerekip gerekmediğini belirlemek için her zaman başvurduğumuz tanı yöntemlerinden birisi olan spermiyogram, 3-5 günlük cinsel perhiz sonrası bu konuda özelleştirilmiş laboratuvarlarda ve tercihen biyolog tarafından yapılmalıdır.
Azosperminin Tedavisi Var Mıdır?
Azospermi semen analizinde hiçbir canlı sperm hücresinin bulunamamasıdır. Elbette bu hastalarda tedavi daha da zor olmaktadır ve azospermik bireylerde çocuk sahibi olma şansı en iyi tedavilerle beraber artmaktadır. Azospermik hastalarda en sık uygulanan teknik ise mikroskobik olarak yapılan TESE (Mikro TESE), testisten sperm hücresinin bulunması ve hazırlanma üzere elde edilmesidir.
Varikoselin Tedavisi Nasıldır? En İyi Yöntem Hangisidir?
Varikoseli olan ve çocuk sahibi olamayan erkeklerde semen analizinde sperm sayısı, sperm motilitesi yani hareket özellikleri ve morfolojik parametrelerde bozulma varsa, tek tedavi yöntemi varikosel cerrahisidir. Varikoselektomi mikrocerrahi yöntemler ile yapılırsa, tedavinin başarısı daha da artmakta ve hidrosel ve varikosel nüksü gibi komplikasyonlar da azalmaktadır. Mikro TESE ise tecrübeli ellerde yapıldığında sperm elde etme şansı yükselebilmektedir.
Varikosel çoğu zaman göz ardı edilebilen bir durum olduğundan dolayı özellikle erkek infertil hastalar zamanından daha önce yardımlı üreme yöntemleri gibi daha pahalı ve yorucu tedavilere yönlenebilmektedirler. Özenle alınmış bir öykü ve fizik muayene ile varikosel tanısı konulabilmekte olup, hangi hastaların ilaç tedavisi ile takip edilmesi gerektiği; hangi hastaların ise operasyon olmasının yararlı olacağı konusunda biz hekimlere büyük görev düşmektedir.
Çiftlerin eş zamanlı çözüm aramaları başarı şansını artırıyor
Günümüzde sağlık alanındaki gelişmeler ve bu alandaki bilgiye daha kolay ulaşım sayesinde evli çiftler normal şartlar altında çocuk sahibi olamadıklarında hızlı bir şekilde bir sağlık kurumuna başvurabilmektedir. Kadın Doğum ve Üroloji Kliniklerine başvuran hastaların önemli bir kısmının çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerden oluştuğunu söyleyebiliriz. Evli çiftlerin çocuk sahibi olmak için birlikte ve ez zamanlı çözüm aradıklarını görmek biz hekimleri mutlu etmek ile kalmayıp, tedavinin başarısını da önemli ölçüde artırmaktadır.