Tavuk karası hastalığında erken teşhisin öneminden bahseden Göz hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Giray Ersöz, “Tavuk karası, genetik bir hastalık olduğu için hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yoktur. Ancak özellikle erken tanı konan hastalarda kayıp fazla olmadan kalan hücrelerin ölümü mümkün olduğunca yavaşlatılabilir, durdurulabilir ve hatta uyku halindeki hücreler uyandırılabilir” dedi.
Biruni Üniversite Hastanesi Göz hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Giray Ersöz, halk arasında tavuk karası ya da gece körlüğü olarak bilinen ve tedavi edilmediğinde görme kaybına kadar ilerleyebilen Retinitisi Pigmentosa hastalığı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Giray Ersöz, “Tavuk karası Retinitisi pigmentosa içerisinde kon distrofisi ve Stargardt hastalığı gibi hastalıkların da olduğu kalıtımsal retina hastalıkları içerisinde en sık görülenidir. Halk arasında tavuk karası veya gece körlüğü olarak bilinenen retinitis pigmentosa karanlıkta görmeyi sağlayan rod hücrelerinin bir hastalığıdır” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Giray Ersöz, RP retinada yer alan çubuk ve koni hücrelerinin ölümüne yol açabildiğini söyleyerek, “Bu durum ilerleyici görme kaybına neden olur. Hastalığın ilk bulgusu genellikle gece körlüğüdür. İlerleyen evrelerde ise bireylerde Tünel Görüşüne (Periferal Görme kaybı) neden olur. Hastalığın son evresinde ise merkezi görme kaybı oluşur. Tavuk karası karanlıkta görmeyi sağlayan rod hücrelerindeki bir genetik bozukluk sonucu ortaya çıkar ve bu hücreler ölmeye başlar. Olguların yarısından çoğu kalıtsaldır. Genetik bozukluk ebeveynlerinden aktarılmıştır. Kalan hastalarda ise genetik bozukluk ilk defa bireyin kendisinde oluşur. Hastalık kalıtımsal olabileceği için akraba evlilikleri riski arttırmaktadır. Erkeklerde kadınlardan daha fazla görülür” diye konuştu.
Hastalığın kalıtımsal olabileceği için akraba evliliklerinin riski arttırdığına dikkat çeken Doç. Dr. Ersöz, “Erkeklerde biraz daha fazla olmakla birlikte iki cinste görülür. Her 4 bin kişiden birinde bu hastalık mevcuttur. Hastalığın ortaya çıkma yaşı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bunun sebebi genetik tipin değişkenlik göstermesidir. Hastaların önemli yakınması gece körlüğüdür. Loş ortamlarda hastalar bir yerlere çarpıp yere düşebilirler. Hasta aydınlıktan karanlığa geçmede zorlanır. Bunun dışında bazen ışık çakmaları izlenir. Hastalık önce çevresel görmede bozukluğa neden olur ve zamanla görme alanında şiddetli daralma oluşur. Daha ileri durumlarda ise renk görmede bozukluk, merkezi görmede kayıp ortaya çıkar. Hastalık her iki gözü de tutar. Tavuk karasının (retinitis pigmentosanın) bazı tiplerinde sadece gece körlüğü değil tam körlükte oluşabilir” şeklinde konuştu.
“Genetik testlerle tanı konulabiliyor”
Doç. Dr. Ersöz, “Tavuk karası tanısı için rutin göz muayenesini takiben damlalı göz dibi (göz arkası) muayenesi yapılır. Tavuk karasından şüphelenilen hastalara göz tomografisi olarak bilinen, ışık dalgaları kullanarak retinanın görüntülenmesini sağlayan ve hiçbir yan etkisi olmayan optik koherens tomografi (OCT), elektrofizyolojik testler (ERG, multifokal ERG, EOG) uygulanır. Ayrıca genetik testler ile de tanı koyulabilmektedir” dedi.
“Erken teşhis ile hücre ölümü yavaşlatılıyor”
Tavuk karasının genetik bir hastalık olduğu için hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi olmadığını söyleyen Doç. Dr. Ersöz, “Fakat özellikle erken tanı konan hastalarda kayıp fazla olmadan kalan hücrelerin ölümü mümkün olduğunca yavaşlatılabilir ve uyku halindeki hücreler uyandırılabilir. Tavuk karası hastalığının tüm tipleri için halihazırda etkinliği insanda gösterilmiş ve kullanımda olan tedavilerden biri PRP (trombositten zengin plazma) tedavisidir. PRP’nin içindeki büyüme faktörleri hastalığın ilerleyişini yavaşlatabilir hatta hasarlanmış ama ölmemiş hücrelerin fonksiyonunu iyileştirip görme alanı ve görme düzeyinde artış sağlayabilir. Tavuk karası hastalarının çok küçük bir bölümünü oluşturan RPE-65 gen defektinde gen terapisinin de etkinliği gösterilmiştir fakat bu tedavi diğer tavuk karası tiplerinde kullanılmamaktadır. Tavuk karası tedavisinde kök hücre tedavisinin etkinliği ise halen araştırma aşamasındadır. Fakat sanılanın aksine kök hücre tedavisinde kök hücreler ölen retina hücrelerinin yerine geçemez. Kök hücre tedavisi ile PRP’nin etki mekanizması birbirine çok benzerdir. Kök hücre tedavisinin avantajı tedavi aralıklarının daha uzun olmasıdır. Buna karşın PRP’nin maliyetinin kök hücre tedavisine göre çok düşük olması PRP’nin büyük bir avantajıdır” açıklamalarında bulundu.
Doç. Dr. Giray Ersöz, sözlerini şöyle tamamladı: “415-455 nm dalga boyundaki mavi-mor ışığı filtre eden gözlükler hücre ölüm hızını yüzde 25 oranında azaltmaktadır. Özellikle bilgisayar kullanıcıları için kullanılması önerilmektedir. Başlangıç katarakt veya renkli görmeyi sağlayan hücrelerin de etkilendiği hastalarda ışıkta kamaşma şikayeti mevcutsa 500 nm turuncu camlar önerilmektedir. Antioksidan, vitamin (a vitamini-lutein-karoten, b12-b6-b1-folik asit ve omega-3) ve mineral içeriği yüksek gıdalar ve gıda takviyeleri hastalığın ilerleyişini yavaşlatabilir. Hastaların özellikle sigara içmemesi ve olabildiğince Akdeniz tipi beslenmeye uygun gıdalar tüketmesi önerilmektedir. A vitamininden zengin besinler hastalığın ilerlemesini yavaşlatır. (kavun, ıspanak, havuç)”.