Damar tıkanıklığı özellikle günlük hayatta daha çok karşılaştığımız koroner damar tıkanıklığı; kalbi besleyen ana damarların zamanla daralması sonucunda kalbin beslenmemesi ve buna bağlı belirtilerin ortaya çıkması durumudur. Bazen hiçbir belirti vermeden ani kalp krizi hatta ani ölümle bile ortaya çıkabilir. Kireçlenme de bu tıkanıklık bölgesinde biriken kalsiyum ile tıkanıklıkların daha zor açılabilir hale gelmesi durumudur.
Koroner kalp damarlarındaki tıkanıklıklar, doğumdan hemen sonraki süreçte yağlı çizgilenmeler dediğimiz şekilde damar duvarlarında başlarken yıllar içerisinde bu alanlarda kolesterol (yağ) ve kalsiyum birikimleriyle ilerler. Şeker ve tansiyon hastaları, ailesinde kalp hastalığı olan kişiler, kolesterol yüksekliği, hareketsiz yaşam tarzı ve obezite böbrek yetmezliği olan kişiler ve özellikle sigara içenlerde koroner kalp hastalıkları diğer kişilere göre çok daha fazla görülür. Risk faktörleri ne kadar fazlası ise koroner kalp hastalığı riski de o kadar yükselir.
KADINLARDA DAHA SESSİZ İLERİYOR
Kadınlar aslında koroner kalp hastalıkları açısından menopoz dönemine kadar erkeklere göre daha iyi korunur durumdadırlar. Ancak menopozdan sonraki 5-10 yıllık dönemden sonra kadınların riski de erkelerle aynı seviyeye yükselir. Kadınların en büyük dezavantajı koroner kalp hastalığı belirti ve bulgularının daha farklı olması ve tanı koymanın daha zor olmasıdır. Erkeklerde daha çok göğüs ağrısı ve göğüs sıkışması olarak ortaya çıkan koroner damar tıkanıklığı belirtileri, kadınlarda nefes darlığı, çabuk yorulma, fiziksel aktivitede kısıtlılık olarak çıkabiliyor.
ŞEHİR HAYATI DAMAR TIKANIKLIĞI RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Modern şehir hayatı maalesef özellikle hareketsizlik ve fast-food tarzı beslenmeyle birlikte obezitenin de artmasıyla koroner kalp hastalığı riskini artırmaktadır. Fast-food tarzı gıdalarla kullanılan doymuş yağlar yıllar içerisinde yavaş yavaş kalp damarlarında birikerek damar tıkanıklığı oluşmasına neden olabilmektedir. Hava kirliliğinin de belirli ölçüde de olsa damar tıkanıklığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur.
TAM TIKALI DAMARLAR AMELİYATSIZ YÖNTEMLE AÇILABİLİYOR
Daralmış damarların açılmasında sayı ve yaygınlığa göre farklı yöntemler kullanılabilir. Çok fazla damarda darlık olması durumunda baypas ameliyatı önerilirken daha az sayıda damarlarda tıkanıklık olması durumunda stent takılarak da pek çok damar tıkanıklıkları tedavi edilebilir.
Kronik total oklüzyon yani CTO işlemi ise, koroner damarın en az 3 aylık bir süre içinde tam tıkalı olması ve tıkalı olan damardan hiç kan akışı bulunmaması durumuna uygulanan özel bir işlemdir. CTO damarlarının açılması işlemi de aslında normal stentleme işlemine benzer koldan veya kasıktan girilerek yapılır. Sadece bu işlemler sırasında çoğu vakada bir değil iki damardan kalbe ulaşılır ve işlemler de normal stentleme işlemlerine göre daha uzun sürebilir.
HASTALAR ERTESİ GÜN TABURCU OLABİLİYOR
Tam tıkalı kalp damarının açılması işlemi tıkalı bölgedeki alan canlıysa ve tıkalı damar büyükçebir alanı beslediği durumlarda tüm hastalara önerilebilir. Özellikle büyük damarların tıkanıklıkları açıldığı durumda hastanın kalp yetmezliğinde düzelmeler görülebilir. Bu işlemden sonra hastaların göğüs ağrısı şikayetleri ortadan kaybolur ve yaşam kaliteleri belirgin şekilde artar.
CTO işlemi uygulanan hastalar ertesi gün taburcu olabilir ve birkaç günlük istirahat döneminden sonra normal hayatlarına dönebilirler. Açık kalp ameliyatlarında ise iyileşme daha uzun sürebilmektedir.
Kalp damar hastalıkların çoğunun risk faktörleriyle mücadele edilerek engellenebileceğini vurgulayarak, yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp damar hastalıklarına bağlı kayıpların önemli ölçüde önlenebileceğini iletti. “Bu değişiklikler arasında düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme alışkanlığı, sigaradan uzak durmak, kilo ve kan şekerini kontrol altında tutmak ve kontrollerini ihmal etmemek dedi.