Obezite hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarının sonucunda vücut yağ oranının artması ve bu oranın tehlikeli seviyelere gelmesidir. Vücut kitle indeksi 30 ve üzeri olan herkes obez kabul edilir. Dünya Sağlık Örgütü ise obeziteyi “vücutta sağlığı kötü yönde etkileyecek düzeyde yağ birikimi” şeklinde tanımlar.
İnsanlar genellikle “obez” tanısını reddederler veya obez olma kriterlerine uyduklarının farkında olmazlar. İstatistikler bu rahatsızlığın aslında küresel bir problem olduğunu ve farkındalığın mutlaka arttırılması gerektiğini gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya nüfusunun en az 700 milyonu obez. Türkiye’de ise bu oran %22,3. Kadınlarda daha sık görülen obezitenin 2040 yılında her 10 kişiden birinde görüleceği öngörülüyor.
OBEZİTENİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Vücutta yağ kütlesi arttıkça kalp ve damar rahatsızlıkları, cilt dokusunun bozulması, solunum zorluğu, horlama, uyku apnesi, aşırı terleme, eklem ağrıları gibi belirtiler kendini göstermeye başlar. Vücut kitle indeksi obezite seviyesine gelmeden de bu belirtiler kendini gösterebilir fakat kişi kilosunu kontrol altına almadığında obezite seviyesine gelmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle vücut kitle endeksinin 30’u geçmesinin haricinde obezitenin ilk belirtisinin sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam olduğunu söyleyebiliriz.
Böbrek rahatsızlıkları, şeker, kolesterol, uyuyamama, kronik yorgunluk hatta depresyon gibi ciddi problemler obezite ile beraber ortaya çıkabilir. Yaşam standardını büyük ölçüde düşüren bu rahatsızlıklar başlamadan önce aşırı kiloların önüne geçilmelidir.
Obezite Cerrahisi; Diyet, egzersiz ve ilaç tedavisi sonrasında obezite hastalarında başarılı sonuç elde edilemediği durumlarda kalıcı kilo vermeye yönelik uygulanan cerrahi ameliyatlardır. Kişiye göre farklı ameliyat yöntemleri vardır.
OBEZİTE CERRAHİSİ YÖNTEMLERİ
TÜP MİDE AMELİYATI – MİDE KÜÇÜLTME NEDİR? KİMLERE ÖNERİLİR?
Mide küçültme ameliyatı ile yüzde 80’i alınmış olan mide, ince bir tüp şekline benzer bir hal alır. Diğer cerrahi yöntemlere göre daha kolay yapılan tüp mide ameliyatı midenin besin alma kapasitesini büyük oranda azaltır. Bu yöntem açlık ve tokluk hissini yaratan hormonları doğrudan etkileme özelliğiyle diğer yöntemlerden ayrılır. Literatürdeki diğer ismi “Laparoskopik Sleeve Gastrektomi”dir.
Bu operasyonun ardından hastaneden ayrılma süresi diğer yöntemlere göre daha kısadır. Komplikasyonu az ve konforlu bir yöntemdir.
Yaşanacak ciddi kilo kaybıyla orantılı olarak başka ciddi hastalıkların da azalarak yok olması mümkündür.
TÜP MİDE AMELİYATI KİMLERE UYGULANABİLİR?
18-65 yaş arası, vücut kitle indeksi 35 ve üzeri olan, ameliyata girmesine engel olacak herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan herkese mide küçültme ameliyatı olarak bilinen tüp mide ameliyatı ve gastrik bypass ameliyatları yapılabilir.
18 yaş altı hastaların ameliyatı çok nadirde söz konusu olabilir fakat böyle bir durumda ameliyattan önce ebeveynlerin onayı alınır.
Hastanın ameliyata engel olabilecek herhangi bir psikolojik sorunu veya alkol bağımlılığı söz konusu ise ilgili branş doktorlarından ameliyat onayı alınır ve operasyon gerçekleştirilir.
TÜP MİDE AMELİYATI RİSKLERİ VAR MIDIR?
Her karın içi ameliyatta bulunan riskler bu ameliyatlarda da mevcuttur. Ameliyattan sonra mide dikiş alanından karın boşluğuna küçük sızmalar yaşanabilmekte ancak bu çok düşük bir ihtimaldir. Bu sebeple doğru doktor seçimi ameliyat öncesi için olduğu kadar ameliyat sonrası süreç için de önemlidir.
TÜP MİDE AMELİYATI SONRASI BESLENME NASIL OLMALIDIR?
Ameliyat sonrasında hastaya özel olarak hazırlanan 1 yıllık diyet programına uyulması çok önemlidir. Hasta operasyon öncesine göre daha az kalori alacağı için yediklerinin besleyici değerlerinin yüksek olması gerekir. Yağlı, şekerli yiyecekler, yüksek kalorili içecekler gibi sağlıksız besinlerin tüketilmesi zayıflamayı engeller.
Hastanın beslenme programı düşük karbonhidrat, yüksek protein içerir.
Ameliyat sonrası dönemde sıvı ağırlıklı ve besleyici gıdalar ile beslenir. Daha sonra beslenme programı aşamalar halinde değiştirilir.
Hasta, yiyecekleri çok çiğnemeli ve hazmı kolaylaştırmalı. Ayrıca su tüketiminde hassas olarak doktor ve diyetisyenin önerilerine göre davranmalıdır.
Daha az yemek yenmesiyle bağlantılı olarak kan değerlerinde düşüklük görülebilir. Bunun önüne geçmek için hastaya vitamin ve mineral destekleri verilir.
GASTRİK BYPASS AMELİYATI NEDİR?
Bu ameliyat ile mide küçültülür ve ek olarak ince bağırsak küçülen mideye bağlanır. Bu işlem sonucunda hasta hem küçülen mide sayesinde daha az yemek yer hem de ince bağırsak mideye bağlandığı için besinlerin emilimi azalır. Bu sayede hasta yediğinden daha azını metabolize eder. Böylece kalori alımı ciddi seviyede azaltılarak kilo kaybı sağlanır.
Gastrik Bypass diğer tedavi yöntemlerine göre daha eski ve farklı bir yöntemdir. Bu ameliyatın ardından, tip 2 diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi hastalıkların da kilo kaybıyla orantılı olarak iyileşmesi mümkündür.
GASTRİK BYPASS AMELİYATI KİMLERE UYGULANABİLİR?
- 18-65 yaş arası, vücut kitle indeksi 35 ve üzeri olan, ameliyata girmesine engel olacak herhangi bir rahatsızlığı bulunmayan herkese tüp mide ve gastrik bypass ameliyatları yapılabilir.
- 18 yaş altı hastaların ameliyatı çok nadirde söz konusu olabilir fakat böyle bir durumda ameliyattan önce ebeveynlerin onayı alınır.
- Hastanın ameliyata engel olabilecek herhangi bir psikolojik sorunu veya alkol bağımlılığı söz konusu ise ilgili branş doktorlarından ameliyat onayı alınır ve operasyon gerçekleştirilir.
GASTRİK BYPASS AMELİYATI RİSKLERİ VAR MIDIR?
Her karın içi ameliyatta bulunan riskler bu ameliyatlarda da mevcuttur. Ameliyattan sonra mide dikiş alanından karın boşluğuna küçük sızmalar yaşanabilmekte ancak bu çok düşük bir ihtimaldir. Bu sebeple doğru doktor seçimi ameliyat öncesi için olduğu kadar ameliyat sonrası süreç için de önemlidir.
GASTRİK BYPASS AMELİYATI SONRASI BESLENME NASIL OLMALIDIR?
Ameliyat sonrasında hastaya özel olarak hazırlanan 1 yıllık diyet programına uyulması çok önemlidir. Hasta operasyon öncesine göre daha az kalori alacağı için yediklerinin besleyici değerlerinin yüksek olması gerekir. Yağlı, şekerli yiyecekler, yüksek kalorili içecekler gibi sağlıksız besinlerin tüketilmesi zayıflamayı engeller.
Hastanın beslenme programı düşük karbonhidrat, yüksek protein içerir.
Ameliyat sonrası dönemde sıvı ağırlıklı ve besleyici gıdalar ile beslenir. Daha sonra beslenme programı aşamalar halinde değiştirilir.
Hasta, yiyecekleri çok çiğnemeli ve hazmı kolaylaştırmalı. Ayrıca su tüketiminde hassas olarak doktor ve diyetisyenin önerilerine göre davranmalıdır.
Daha az yemek yenmesiyle bağlantılı olarak kan değerlerinde düşüklük görülebilir. Bunun önüne geçmek için hastaya vitamin ve mineral destekleri verilir.
MİDE BALONU NEDİR?
Endoskopik yolla mideye silikon bir balon yerleştirilir. Midenin besin alma kapasitesi, içinde fazladan yer kaplayan balon sayesinde azalır ve hasta zamanla kilo vermeye başlar.
MİDE BALONU KİMLERE UYGULANABİLİR / UYGULANAMAZ
- Kilo problemi yaşayan, kilo verememe şikayeti olan veya morbid obez hastalara cerrahi operasyon yapılmadan önce kilolarının düşürülüp ameliyat için kolaylık sağlanması için uygulanabilir.
- Hamilelere ve kortizol kullananlara mide balonu uygulaması yapılmaz.
- Midede önceden oluşmuş bir yara sorun yaratabilir. Böyle bir durumda mideye balon yerleştirilmez.
MİDE BALONU AMELİYATININ RİSKLERİ VAR MIDIR?
Mide balonunun patlaması hastalar tarafından çokça sorulur fakat bu ihtimal gerçekleşse bile balonun içerisinde bulunan sıvının renklendirilmiş olması sayesinde idrar renginden balonun patladığı kolaylıkla anlaşılır ve balon çıkarılır.
Tedavi tamamlanıp balon çıkarıldıktan sonra hastanın verdiği kiloları geri alma ihtimali cerrahi tedavilere göre daha yüksektir.
MİDE BALONU UYGULAMASI SONRASI BESLENME NASIL OLMALIDIR?
Mideye balonun yerleştirilmesinin ardından hasta yüksek kalorili ve sağlıksız besinlerden uzak durmalı. Beslenme programı diyetisyen eşliğinde sürdürülmelidir.