Göğüs Cerrahisi
Göğüs cerrahisi, akciğerler, bronşlar, yemek borusu, diyafram, plevra, mediasten ve göğüs duvarı gibi göğüs boşluğunda yer alan organ ve dokuların cerrahi tedavisi ile ilgilenen bir tıp dalıdır. Bu organları etkileyen hastalıklar, solunum fonksiyonlarını ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü olarak, ileri teknolojili ameliyathanelerimiz ve uzman hekim kadromuzla göğüs hastalıkların teşhis ve tedavisinde kapsamlı hizmetler sunmaktayız.
Göğüs Cerrahisi Nedir?
Göğüs cerrahisi, göğüs boşluğunda yer alan organları ve dokuları etkileyen hastalıkların cerrahi yöntemlerle tanı ve tedavisini gerçekleştiren özelleşmiş bir tıp dalıdır. Kalp ve büyük damarlar bu alanın dışında tutulur. Göğüs cerrahisi, nefes almamızı ve yaşamımızı sürdürmemizi sağlayan hayati organların sağlığını korumayı amaçlar.
Göğüs boşluğu, vücudumuzun üst kısmında, boyun ve karın arasında yer alan, kaburgalar, omurga ve göğüs kemiği ile çevrili bir alandır. Bu boşlukta akciğerler, yemek borusu, soluk borusu, diyafram, göğüs duvarı, kaburgalar, mediasten (akciğerler arasındaki boşluk) ve plevra (akciğer zarları) gibi önemli yapılar bulunur:
- Akciğer: Solunum sistemimizin temel organıdır ve göğüs cerrahisinin en sık ilgilendiği alanlardan biridir. Akciğer dokusunu etkileyen hastalıkların yanı sıra, akciğer zarlarını ve akciğerler ile göğüs duvarı arasındaki boşluğu ilgilendiren durumlar da göğüs cerrahisinin alanına girer.
- Soluk borusu: Nefes aldığımız havanın akciğerlere ulaşmasını sağlayan önemli bir yapıdır. Soluk borusunu etkileyen darlıklar, tümörler veya travmalar, göğüs cerrahisinin ilgi alanına girer.
- Diyafram: Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu ayıran kaslı bir yapıdır. Solunumda önemli bir rol oynar ve diyaframı etkileyen hastalıklar, göğüs cerrahları tarafından tedavi edilir.
- Göğüs duvarı: Kaburgalar, göğüs kemiği ve kaslardan oluşan, göğüs boşluğunu koruyan bir yapıdır. Göğüs duvarında meydana gelen deformiteler, tümörler veya travmalar, göğüs cerrahisinin kapsamındadır.
- Mediasten: Akciğerler arasında yer alan boşluktur. Bu boşlukta kalp, büyük damarlar, lenf bezleri, sinirler ve yemek borusu gibi önemli yapılar bulunur. Mediasteni etkileyen tümörler, kistler veya enfeksiyonlar, göğüs cerrahları tarafından tedavi edilir.
- Plevra: Akciğerleri ve göğüs boşluğunun iç yüzeyini kaplayan ince bir zardır. Plevral efüzyon (akciğer zarında sıvı birikmesi) veya plevral tümörler gibi durumlar, göğüs cerrahisinin ilgi alanına girer.
Göğüs cerrahları, bu yapıları etkileyen çok çeşitli hastalıkların teşhis ve tedavisinde uzmanlaşmışlardır. Güncel bilimsel gelişmeleri takip ederek en uygun ve etkili cerrahi yöntemleri uygularlar.
Detaylı Bilgi ve Randevu
Göğüs Cerrahisi hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için 444 8 276 'dan bize ulaşabilirsiniz.
Göğüs Cerrahisi Hangi Hastalıklara Bakar?
Göğüs cerrahisi, göğüs boşluğunda yer alan organları ve dokuları etkileyen geniş bir yelpazede hastalığın tanı ve tedavisiyle ilgilenir. Bu hastalıklar, yaşam kalitesini ve genel sağlığı önemli ölçüde etkileyebilir ve ileri durumlarda hayati risk taşıyabilir.
Akciğer Kanseri
Akciğerin iyi huylu ve kötü huylu tümörleri bulunabilir. Ne yazık ki, sigara içimine de bağlı olarak, en sık olarak kötü huylu tümörlere rastlanır ki bu tümörlerin bir diğer adı da “Akciğer Kanseri”dir. Akciğer kanserinde, özellikle erken evrelerde cerrahi tedavi yüz güldürücü sonuçlar doğurmaktadır.
Tümörü erken evrede yakalanarak, uygun bir şekilde tamamen çıkarılan bir kişinin, kanserden tamamen kurtulması mümkündür. Ne kadar erken evrede yakalanırsa, başarı şansı da o kadar artar. 1 cm’lik erken evredeki küçük tümörlerde başarı oranı %90 civarındadır. Akciğer kanserinin erken tanısı için;
- 35 yaşından sonra sigara içen herkesin yılda bir kez röntgen çektirmesi,
- 40 yaşından sonra yılda bir kez göğüs tomografisi çektirmesi önerilir.
Erken evrede yakalanan akciğer kanserinde; kötü huylu tümör, kansersiz dokudan cerrahi işlemle çıkartılarak, kişinin sağlığına kavuşması sağlanır.
Akciğer Zarı Kanseri (Mezotelyoma)
Son yıllarda ülkemizde sıkça görülmesine rağmen nadir tümörler arasında yer alan akciğer zarı kanseri; akciğer, kalp ve karın organlarını çevreleyen plevra, perikard ve periton adı verilen zarlardan orijin alan agresif bir tümördür. Çoğu vaka, kanserojen mineral maruziyetine bağlı olarak ortaya çıkar. Cerrahinin yanı sıra, kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi yöntemleri de önerilebilir.
Nefes Borusu Tümörleri
Ağız veya burundan alınan hava nefes borusu yolu ile akciğerlere ulaşır. Bu hava yolunda iyi veya kötü huylu tümörler ortaya çıkabilir. Bu tümörler nefes borusunun içinde veya dışında olabilir. Nefes borusunun etrafında oluşan tümörler, içeri doğru baskı yapıp nefes borusunun daraltarak, hayati tehlikeye neden olabilir.
Tedavi Yöntemleri:
- Tümörün bronkoskopi aracılığıyla kısmen veya tamamen çıkartılması.
- Tümörlü bölge ameliyatla çıkarılıp nefes borusunun trakea) tekrar birleştirilmesi.
- Bazı durumlarda nefes borusu içerisine stent yerleştirilmesi.
Yemek Borusu (Özofagus) Tümörleri
Yemek borusunda gelişen kanserler, yutma güçlüğü, göğüs ağrısı ve kilo kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir. Göğüs cerrahisi, özofagus kanserinin tedavisinde cerrahi operasyonlar, kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler kullanır.
Akciğer Amfizemi (KOAH)
Halk arasında kronik tıkayıcı hastalığı (KOAH) olarak adlandırılan amfizem, uzun süre sigara içenlerde görülen ve nefes darlığına yol açan bir hastalıktır. Akciğerlerdeki hava kesecikleri hasar görür ve nefes almayı zorlaştırır.
Tedavi:
- İlaç tedavisi esastır.
- İleri dönemlerinde ilaç tedavisi pek yarar sağlamaz ve nefes darlığı hızla artarak hayati tehlike oluşturur.
- Bu durumda, “Akciğer Hacim Azaltıcı Ameliyatı” uygulanabilir. Ancak her amfizem hastasına yapılamamaktadır.
Akciğerde Sıvı Birikmesi (Plevral Efüzyon)
Akciğerleri saran zarlar arasında sıvı birikmesi nefes darlığına neden olabilir. Verem, akciğer kanseri, akciğer zarı kanseri ve zatürre gibi hastalıklar bu duruma yol açabilir. Tedavi için sıvı boşaltılabilir veya gerekirse ameliyat yapılabilir.
Cerrahi tedavi genellikle sıvının ince bir tüp aracılığıyla boşaltılmasıyla gerçekleştirilir.
Akciğer Zarı İltihaplanmaları (Plevrit)
Akciğer ve bronşların iltihaplanması; cerrahi sonrası bronş ile akciğer zarları arası boşluk ile bağlantı oluşması ya da kalan boşluğun iltihaplanması sonucu olarak rastlanan problemlerdir.
Hastalık, göğüs ağrısı ve nefes darlığına neden olabilir ve zatürre, tüberküloz, akciğer kanseri gibi farklı nedenlerle oluşabilir. Tedavi, altta yatan nedene yöneliktir ve antibiyotikler, ağrı kesiciler veya cerrahi müdahaleyi içerebilir.
Aşırı El, Ayak, Koltuk Altı ve Yüz Terlemesi (Hiperhidroz)
Ergenlik çağında daha sık görülen terleme bozukluğu, toplumda yaklaşık olarak her 100 kişiden 1’inde görülür. Hafif, orta ve ağır şiddetlerde sosyal yaşamda ve mesleki alanlarda sorunlara yol açabilir.
Tedavi:
- Video-Torakoskopik Torasik Sempatik blokajlar ile yapılmaktadır.
- Anestezi süresinin kısalması ve cerrahi deneyimin artmasıyla bilateral (iki taraflı) işlemler aynı seansta gerçekleştirilmektedir.
- Ameliyat sonrası hastalar 4-6 saat dinlenme sonrası evlerine gidebilir. 2 gün istirahat eden hastalar işine dönebilir.
Göğüsteki Şekil Bozuklukları
Göğüs kafesi, doğuştan gelen bazı nedenlerle özellikle ön-orta kısımda anormallikler gösterebilir. Bu anormallikler arasında göğüs kafesinin çökmesi veya çıkıntı yapması yer alır. Tedavisi cerrahi yöntemlerle gerçekleştirilir. Ameliyat ile göğüs kafesinin uygun şekle getirilmesi amaçlanır.
Göğüs Travmaları
Trafik kazası, düşme gibi nedenlerle göğüste oluşan kırıklar, kanamalar veya organ yaralanmaları göğüs cerrahisi tarafından tedavi edilir.
Diyafram Fıtığı
Kazalar, yüksekten düşmeler, darbeler veya doğumsal nedenler sonucunda diyafram (diyagragma) fıtığı oluşabilir. Diyafram fıtığı, karın boşluğu ile göğüs boşluğunu birbirinden ayıran zarda meydana gelen yırtıklar nedeniyle iç organların göğüs boşluğuna girmesi durumudur. Hastalığın bilinen tek tedavi yöntemi cerrahi müdahaledir.
Akciğerin Doğumsal Anomalileri
Akciğerin doğumsal anomalileri, bebek anne karnında gelişirken akciğerlerin normal yapısında oluşan farklılıklardır. Bu farklılıklar, akciğerlerin boyutunda, şeklinde veya yerleşiminde olabilir. Bazı doğumsal anomaliler, akciğerlerin içinde kist veya hava boşlukları oluşmasına neden olabilir.
Akciğerin doğumsal anomalileri çoğunlukla hayati tehlike oluşturmaz. Ancak bazı durumlarda, nefes darlığı, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları veya diğer solunum problemlerine yol açabilir. Bu gibi durumlarda, cerrahi müdahale gerekebilir.
Akciğer Kist Hidatik Hastalığı
Akciğer kist hidatik hastalığı, köpek gibi etobur hayvanların bağırsaklarında yaşayan bir parazit tarafından oluşturulan kistlerin akciğerlere yerleşmesiyle oluşan bir hastalıktır. Bu parazitlerin yumurtaları, hayvanların dışkısıyla atılır ve insanlara bulaşabilir. Akciğer kist hidatiği, öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve ateş gibi belirtilere neden olabilir.
Akciğer kist hidatiği tanısı konulan kişilerin tedavisinde cerrahi müdahale tek seçenektir. Ameliyatla, kistler akciğerlerden çıkarılır ve parazitin neden olduğu hasar onarılır.
Akciğer Sönmesi (Pnömotoraks)
Akciğer zarları arasında hava birikmesi sonucu akciğer çökmesi adı verilen durum meydana gelir. Göğüs ağrısı ve nefes darlığına neden olan hastalık, bazen kendiliğinden düzelebilirken bazen de tüp torakostomi veya cerrahi müdahale gerektirebilir.
Göğüs Cerrahisi Tanı Yöntemleri Nelerdir?
Göğüs hastalıklarının doğru ve etkili bir şekilde tedavi edilebilmesi için öncelikle doğru tanı konulması gerekir. Doktorunuz, öncelikle sizinle detaylı bir görüşme yaparak şikayetlerinizi, tıbbi geçmişinizi ve yaşam tarzınızı öğrenecektir. Ardından, fizik muayene yaparak akciğerinizi dinleyecek, göğüs boşluğunu muayene edecek ve hastalığınızla ilgili ilk izlenimleri edinecektir.
Doktorunuz, fiziksel muayenenin ardından aşağıdaki görüntüleme yöntemlerinden bazılarını isteyebilir:
- Röntgen: Göğüs hastalıklarının teşhisinde en sık kullanılan görüntüleme yöntemidir. Akciğerler, kalp, kemikler ve diyafram gibi yapıların görüntülerini elde etmemizi sağlar.
- Bilgisayarlı tomografi (BT): Röntgenden daha detaylı görüntüler elde etmemizi sağlayan bir yöntemdir. Akciğer nodülleri, tümörler, kistler ve diğer lezyonların daha net bir şekilde görülmesini sağlar.
- Manyetik rezonans görüntüleme (MR): BT'ye benzer şekilde detaylı görüntüler elde etmemizi sağlayan bir yöntemdir. Özellikle yumuşak dokuların (kaslar, sinirler, damarlar vb.) değerlendirilmesinde ve tümörlerin yayılımının belirlenmesinde faydalıdır.
- Pet BT: Vücuttaki metabolik aktiviteyi ölçen bir görüntüleme yöntemidir. Kanser hücrelerinin teşhis ve evrelendirilmesinde, enfeksiyonların ve iltihabi hastalıkların belirlenmesinde kullanılır.
Görüntüleme yöntemlerine ek olarak, aşağıdaki endoskopik yöntemler de hekiminiz tarafından tercih edilebilir:
- Bronkoskopi: Nefes borusundan girilerek akciğerlerin iç yüzeyinin incelenmesini sağlayan bir yöntemdir. Bronşlardan ve akciğerlerden biyopsi alınması, yabancı cisimlerin çıkarılması, darlıkların açılması ve tümörlerin tedavisinde kullanılabilir.
- Mediastinoskopi: Boyundaki küçük bir kesiden girilerek mediasten boşluğunun incelenmesini sağlayan bir yöntemdir. Lenf bezlerinden ve diğer mediasten yapılarından biyopsi alınmasında kullanılır.
- Torakoskopi: Göğüs duvarında açılan küçük kesilerden girilerek akciğerlerin ve plevranın incelenmesini sağlayan bir yöntemdir. Biyopsi alınması, akciğer zarında sıvı birikmesinin tedavisi ve bazı akciğer operasyonlarının gerçekleştirilmesinde kullanılabilir.
Şüpheli bir lezyon veya tümör görüldüğünde, kesin tanı için biyopsi alınması da gerekebilir. Biyopsi, mikroskop altında incelenmek üzere dokunun küçük bir parçasının alınması işlemidir. İğne biyopsisi, bronkoskopi veya torakoskopi gibi farklı yöntemlerle alınabilir.
Göğüs Cerrahisi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü olarak, hastalarımıza teknolojik gelişmeler ışığında, en uygun ve etkili tedavi yöntemlerini sunmayı hedeflemekteyiz. Her hasta bizim için özeldir ve tedavi planı, hastalığın türüne, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre kişiselleştirilir.
Göğüs Cerrahisi Bölümümüzde uygulanan tedavi yöntemleri açık ve kapalı cerrahi uygulamalardan oluşur. Hastanemizde, hastalıkların çoğu birçok bakımdan daha avantajlı olan kapalı cerrahi yöntemiyle gerçekleştirilmektedir.
Kapalı Akciğer Ameliyatları
Kapalı akciğer ameliyatlarında, göğüs boşluğuna büyük bir kesi yapmak yerine, 0.5-1 cm boyutunda 1-3 adet küçük kesi açılır. Endoskopik bir kamera ve özel cerrahi aletler yardımıyla, kesilerden girilerek ameliyat gerçekleştirilir. Cerrah, monitörden akciğerleri görerek işlemi gerçekleştirir.
Kapalı akciğer ameliyatlarının avantajları:
- Daha az ağrı
- Daha az kanama
- Daha hızlı iyileşme
- Daha kısa yatış süresi
- Daha düşük komplikasyon riski
- Kozmetik olarak daha memnun edici sonuçlar
Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü olarak, kapalı akciğer ameliyatlarında geniş bir deneyime sahibiz. Hastanemizde birçok ameliyat kapalı yöntemle gerçekleştirilmektedir.
Açık Cerrahi
Bazı durumlarda, hastalığın türü veya evresine bağlı olarak açık cerrahi gerekli olabilir. Açık cerrahide, göğüs boşluğuna daha büyük bir kesi yapılır ve cerrahi işlem bu kesi aracılığıyla gerçekleştirilir.
Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü olarak, hastalarımızın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım benimsemekteyiz. Göğüs cerrahlarımız, kardiyologlar, radyologlar, onkologlar ve diğer branşlardaki uzmanlarla iş birliği yaparak kişiye özel tedavi planları oluşturmaktadır.
Detaylı Bilgi ve Randevu
Göğüs Cerrahisi hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için 444 8 276 'dan bize ulaşabilirsiniz.